Türkülerde Tavır ve Yorum

Türkülerin, her yöreye göre kendilerine özgü karakteristik icra tarzları vardır. Özde, otantiklik konumundan ileri gelen bu icra tarzlarına kısaca “Türkülerde
tavır” denir.

{mosimage}Halk Müziğinde Tavır

Türkülerde tavır ve Yorum

“Türküler, tavırlarını yakılıp yaygınlaştıkları yöre veya bölgelerden alırlar. Bunun için otantiklik meselesi yapılan icralarda çok önemlidir. Otantik
sıfatlarını kaybetmiş türküler, yoz bir kültüre dönüşmüş demektir. Bu yiizden otantiklik meselesiyle tavır kavramı arasında sıkı bir ilişki mevcuttur.

Bilindiği üzere dünya üzerindeki tüm toplulukların kendilerine özgü dilleri, ezgi biçimleri ve ritim yapılan vardır. Dolayısı ile bu temeller üzerine oturttuğu
halk şarkıları vardır. Bu durum dünyanın çeşitli mekanlarında yaşayan Türk toplululdan içinde geçerlidir. Bir başka deyişle yurt içinde veya yurt dışında yaşayan Türk
toplulukları, ağız (diyalekt), melodi ve ritim bakımından değışik karakterlere bürünmüş olmasına, THM’de “Yöresel Türkü Tavırları” denir.

Türkülerde Melodi ve Ritim Özellikleri

Türküler, melodik yapı, tonalite ve renk bakımından oldukça zengin bir karakter arzeder. Bunun yanı sıra duygu ve düşünce olarak da harikalar yaratmıştır. Yörelerimizde
inldşaf etmiş olan otantik melodi yapıları türkülerimizin karakterlerinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Aslında dizi olarak her yörede aynı ayaklar mevcuttur.
Fakat daha önce de belirttiğim üzere yöresel tavır özelliklerinin etkisi ile lezzet farkları ortaya çıkmıştır. Mesela Rumeli bölgesindeki dizilerle Ege bölgesindeki
diziler aynıdır. Fakat türkülerinin şahsiyeti incelendiğinde

buy levitra uk online

, çok ayrı tavırlarda olduğu hemen göze çarpar.

Türkülerde kullanılan melodi ve ritim özellikleri :

1- Türkülerdeki melodik yapı, dizi bakımından her yörede aynıdır. Fakat melodilerdeki zevk ve koku, bölge veya yörelere göre değışik karakterler arzeder.

2- Türkülerde kullanılan ritimler (usuller) zaman olarak her yörede hemen hemen aynı olmasına rağmen, vurgu olarak yörelere göre değişiklik gösterir. Mesela
dokuz zamanlılardaki vurgulamalar, Trakya’da başka, Karadeniz’de başka, Teke yöresinde başka Doðu Anadolu’da başkadır.

3- Türküler yakılırken yörelerde var olan melodi ve ritim üzerine döşenirler

4- Türkülerde kullanılan usullerin bazı yörelerde birim zaman olarak veya usul sayısı olarak göllendikleri bir gerçektir. Mesela, hareketli dokuzlular Teke ve Doğu Karadeniz’de görülür. Dokuz zamanlıların genelde ise Trakya, Zeybek Bölgesi, ve Karadeniz bölgelerinde birikim yaptığı gözlenen bir gerçektir.

Türküler dizi olarak, bazı yörelerimizde sanat müziğinin makamsal yapısından etkilenmiştir. Daha çok Osmanlı döneminde merkezlik yapmış Urfa, Kastamonu,
Elazığ, İzmir Rumeli, Konya gibi yörelerimizde bu etkileşim açıkça görülür. Fakat yakılan ezgiler tamamen halk müziğinin potasında eritilmiş ve özümsenmiştir.

Türkülerde Hançere ve Ağız Özellikleri

Türkü icralannda izlenen en önemli özelliklerden birisi hançere tekniğidir. Bu teknikler, tamamen yörelerin ağız yapısına ve melodik yapısına paralel ortaya
çıkmıştır. Mesela Konya ve Yozgat yöresindeki bol trilli hançere yapısı, Doðu Anadolu’nun hiçbir ilinde görülmez. Veya Doğu Anadolu’daki düz fakat volümlü
hançere yapısı yurdun diðer bölgelerinden daha farklıdır. Gene Doğu Karadeniz türkülerindeki hançere tekniği başka hiçbir yörede görülmez. Demek ki melodik
yapı, ritmik yapı ve söz yapısmdaki yörelere göre değişen tavır özellikleri, hançere yapılannda da mevcuttur.

Bir başka ve çok önemli bir konu ise, türkülerde görülen yöresel ağız yapılarıdır. Türkçemiz gelişme süresince, bölge veya yörelere göre çeşitli ağız yapılarına
ayrılmıştır. Yani gramer yapısını koruduğu halde telaffuz farklılığınaa uğramıştır. Bu özelliği THM’de “ağız” edebiyatta ise ‘diyalekt” denilmektedir. Azeri ağız,
Arguvan ağzı, Rumeli ağzı, Karadeniz ağzı, Tokat ağzı v.b.

Türkülerin icrasında bu özelliğin yerine getirilmesi çok önemlidir. Eğer ağız özelliği verilemiyorsa, türkü ne kadar güzel okunursa okunsun, amaç yerine ulaşmaz.
Bu yüzden radyo sanatçıları özellikle repertuar seçiminde kendi yörelerine yer vermektedirler. Aksi takdirde bazen taklitten öteye gitmeyen komik icralara
rastlanmaktadır. Mesela zeybek yöresinden yetişmiş bir sanatçı ne kadar çalışırsa çalışsın bir Karadenizli kadar Karadeniz türkülerini okuyamaz. Gene bir Karadenizli
de keza zeybekleri Egeli kadar tavrında okuyamaz. Bu yüzden özellikle konservatuarlardaki repertuar derslerinin gayet bilimsel verilmesi gerekir.

‘Türkülerimizde Tavır” konusunun özü maddeler halinde şöyle sıralanır.

1- Türkülerimizde tavrın en belirgin özelliði, otantik ağız özelliğidir.

2— Her bölgenin diyalektine (ağız özelliğine) uygun olarak, bir hançere yapısı gelişmiştir. Bu özellik, türkülerde tavır konusunda mühim bir yer tutar.

3- Yöresel ritim ve melodi yapıları, türkülerin tavrının oluşmasında önemli faktörlerdir.

Share